Uzm. Dr. Güzin SAMAV SARI
4 dakikada okunur
21
Atopik dermatit, şiddetli kaşıntı, deri kuruluğu ve döküntü ile karakterize kronik bir deri hastalığıdır. Genellikle çocukluk döneminde başlar ve stresli dönemlerde alevlenebilir. Hastalığın nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte genetik, çevresel ve emosyonel faktörlerin rol oynadığı düşünülür. Besinler, deterjanlar, çevresel faktörler alevlenmelere yol açabilir.
Tedavide yaşa ve hastalık şiddetine göre çeşitli topikal ve sistemik tedaviler uygulanabilir. Hastaların nemlendiricileri düzenli olarak kullanması da önemlidir. Hastalar, tetikleyici faktörlerden kaçınma konusunda bilinçlendirilmelidir.
Atopik dermatit, genellikle çocukluk çağında başlayan, cildin belirli bölgelerinde kuruluk, kaşıntı, döküntü ve kızarıklık ile seyreden kronik bir deri hastalığıdır. Atopik dermatit en yaygın egzama türüdür ve halk arasında atopik egzama olarak bilinmektedir. Genellikle çocukluk döneminde başlar ve stresli dönemlerde alevlenebilir.
Atopik dermatit, genellikle alerjik reaksiyonlar gösteren kişilerde görülür ve temelde vücudun bağışıklık sisteminin kendi hücrelerine karşı reaksiyon göstermesine dayanan otoimmün bir kökene sahiptir. Atopik dermatit hastalarında, ilerleyen dönemlerde astım ve saman nezlesi gibi alerjik kökenli hastalıkların gelişme riski yüksektir.
Atopik dermatit, genellikle dirseklerin veya dizlerin kıvrımlarında kızarıklıkla kendini gösterir. Bu bölgelerdeki cilt rengi daha açıklaşabilir, koyulaşabilir veya kalınlaşabilir. Cildi kaşırsanız, küçük yumrular görünebilir ve sıvı sızabilir. Bebeklerde ise genellikle kafa derisinde ve yanaklarında kızarıklık olabilir.
Atopik dermatit, genellikle çocukluk çağında başlayan, cildin belirli bölgelerinde kuruluk, kaşıntı, döküntü ve kızarıklık ile seyreden kronik bir deri hastalığıdır. Atopik dermatit en yaygın egzama türüdür ve halk arasında atopik egzama olarak bilinmektedir. Genellikle çocukluk döneminde başlar ve stresli dönemlerde alevlenebilir.
Atopik dermatit, genellikle alerjik reaksiyonlar gösteren kişilerde görülür ve temelde vücudun bağışıklık sisteminin kendi hücrelerine karşı reaksiyon göstermesine dayanan otoimmün bir kökene sahiptir. Atopik dermatit hastalarında, ilerleyen dönemlerde astım ve saman nezlesi gibi alerjik kökenli hastalıkların gelişme riski yüksektir.
Atopik dermatit, genellikle dirseklerin veya dizlerin kıvrımlarında kızarıklıkla kendini gösterir. Bu bölgelerdeki cilt rengi daha açıklaşabilir, koyulaşabilir veya kalınlaşabilir. Cildi kaşırsanız, küçük yumrular görünebilir ve sıvı sızabilir. Bebeklerde ise genellikle kafa derisinde ve yanaklarında kızarıklık olabilir.
Atopik dermatit belirtileri genellikle ciltte kaşıntı, kuruma, çatlama ve ağrıdır. Atopik dermatit sebebiyle olan kaşıntı genellikle şiddetlidir ve kaşınması durumunda enfeksiyon riski artar. Alevlenme olarak adlandırılan dönemlerde egzama semptomları şiddetlenebilir.
Egzamanın belirtileri genellikle şunlardır:
Kaşıntı
Kırmızı veya kahverengimsi lekeler
Kuru cilt
Çizildiğinde sıvı sızan küçük, su toplu kabarcıklar
Enfeksiyon görünümünde pullu cilt yaraları
Ciltte kızarıklık ve hassasiyet
Bebeklik dönemi atopik dermatit belirtileri genellikle saçlı deride, yanaklarda, kol ve bacaklarda yoğunluk gösterir. İlerleyen yaşlarda lezyonlar dirsekler, dizler, ense ve göz çevresinde de görülebilir. Yetişkinlerde ise çevresel etkenlerin etkisiyle döküntüler ataklar halinde ortaya çıkabilir ve ciltte yaygın bir egzama görülebilir.
Atopik Dermatit hastalığın nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte genetik, çevresel ve emosyonel faktörlerin rol oynadığı düşünülür. Besinler, deterjanlar, çevresel faktörler alevlenmelere yol açabilir. Eğer anne ve/veya babada egzama veya diğer atopik durumlar varsa, çocuklarda atopik dermatit görülme olasılığı artmaktadır.
Atopik dermatit belirtilerin ortaya çıkmasına neden olabilecek bazı çevresel faktörler şunlardır:
Tahriş edici maddeler: Sabunlar, deterjanlar, şampuanlar, dezenfektanlar, parfümler.
Alerjenler: Ev tozları, akarlar, evcil hayvanlar, polenler ve küf gibi alerjenler.
Mikroplar: Bakteriler, virüsler ve mantarlar gibi mikroplar ve küfler.
Sıcak ve soğuk hava: Aşırı sıcak veya soğuk hava, yüksek nem, kuru hava ve terleme.
Yiyecekler: Süt ürünleri, yumurta, kuruyemişler, tohumlar, bazı meyve ve sebzeler, soya ürünleri ve buğday gibi yiyecekler.
Stres: Doğrudan bir neden olmasa da semptomları kötüleştirebilir.
Hormonlar: Kadınlar, hamilelik veya adet döngüsü gibi hormon seviyelerindeki değişikliklerle semptomlarda artış yaşayabilir.
Atopik dermatitin kesin bir tedavisi bulunmamaktadır. Atopik dermatit tedavisinde temel hedef, klinik belirtilerin kontrol altına alınması ve hastanın şikayetlerinin azaltılmasıdır. Bu amaçla, hastalara yaşam tarzı değişiklikleri önerilir ve ilaç tedavisi uygulanır. Kaşıntı şikayetlerinin azaltılması ve cilt enfeksiyonlarının önlenmesi için kortikosteroid içerikli kremler, ağızdan alınan kortikosteroid ve antihistaminik ilaçlar reçete edilebilir. İkincil enfeksiyonların tedavisi için antibiyotikler de kullanılabilir. Tedaviye yanıt vermeyen durumlarda bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçlara başvurulabilir.
Ayrıca, hastalara şu önerilerde bulunulabilir:
Cildin sık sık, özellikle banyodan hemen sonra nemlendirilmesi
Bol sıvı tüketimi
Bulunulan ortamın nemlendirilmesi
Bol ve rahat kıyafetlerin tercih edilmesi
Cildin sık kaşınarak tahriş edilmesinden kaçınılması
Şikayetleri tetiklediği bilinen çevresel faktörlerden uzak durulması
Bu yaşam tarzı değişiklikleri, egzama tedavisinde, lezyonların hafifletilmesine ve hastanın hayat kalitesinin artırılmasına yardımcı olabilir.